18 Kasım 2014 Salı

Mihrabım diyerek...

Canım rakılı, rokalı, Zeki Müren'li, dalıp dalıp uzaklara gitmeli, sonra o ana dönüp yüksek sesle  o şarkıya eşlik etmeli bir sofra çekiyor...Yapabilir miyim? Sanki evet!  Daha doğrusu yapmalıyım. Vücutta bir şey eksilince alarm verir ya bir şekilde. Nasıl ki tuz eksilince gözümüzün önü kararıyosa... yani benimki kararıyor. :) Bu da onun gibi işte! Hoş rakı benim bünyemin çok aşina olduğunu bir şey de değil. Varlığını çok da  bilmediğin şeyin yokluğunu nasıl bu kadar derin hissedebilirsin ki di mi? Saçma! Haklısın.
Ama zaten rakı bahane. O kafayı özledim ben. Gene de çok tuhafsadıysan, onu da bilare tartışalım, olur mu canım? Zira kafam şu an diyalektik filan götürecek durumda değil. Valla gelemem. Olsa dükkan senin. Biliyorsun. Hiç esirgemem.

Neyse, gene götü başı dağıttım. Bak onda da haklısın. Bir dağdan bir bayırdan çalıyor sazım...
Ne diyorduk. Mihrap.

"Gönlünde sevgime yer vermedin de, yaban güllerini hep derledin de, ellerin ismini ezberledin deee, bir benim adımı öğretemedim."

Öğrenirsen insan değilsin be!

9 yorum:

  1. Müflis bakkala döndüm bugün.

    Günlük gazeteler de bitti. Zaten bi'şey yok. İstemiyorum da kaleminden yağ damlayan dalkavuk yazarları okumayı. Bir iki kişiye bakınca bitiyor gazete.

    Müflis bakkal gibi eski defterleri karıştırıyorum. Ben bu yazıya iliştiğimi sanıyordum ama değilmiş. Rakı-balık denilince, Zeki Müren, isim olarak kendiliğinden gelip kilitleniyor ikiliye doğal bir ek olarak.

    Genelde şarap tercih eden biriyken, şu balığa ve Zeki Müren'e, rakının daha çok yakıştığını sonradan fark edenlerdenim. Hoş, şarabın mekânı farklı elbette. Onun saltanatı da oralarda sürüyor.

    Ama sonuçta haklısınız. O da bahane bu da bahane, çakırkeyif olmak şahane.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Değinmiştin aslında ama sanırım başka yazının altında. "Düzenli yorumcuma" yakında güzel haberlerim var. Bilahere ;)

      Sil
  2. Piyango çekilişi mi tertipliyorsunız efendim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daha neler! :) Ticaretle değil muhabbetle işimiz efendim! Yazmakla, çizmekle. Azz sonra :)

      Sil
  3. Piyango, çağrışım özellikleri ile maddi/ticari mana taşısa da, ikramiyenin vasfı dikkate alındığında, bu yargı hüküm ifade etmeyebilir efendim.

    Misal siz ünlülerin imza günü ya da hayranlar/okuyucular arasından, bir usulle seçilenlerle yemek buluşması falan, o kişi için büyük ikramiyenin kendisine çıktığı piyango mahiyetindedir ;)

    Gördüğünüz gibi, piyangoda da, ticaretsiz muhabbet olabiliyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) O her zaman için sözüm sana! Ama direk o söylediğin şeyi yapmaya daha var sanki! :)

      Sil
  4. Ah evet, zaten kendim için demedim billahi. Yeni keşfedilen lezzet durakları bağlamında konuşurken, "Haber de ver mutlaka! Birine birlikte çıkartma yaparız." sözünüz aklımda zaten ;)
    Ben, sessiz sedasız okuyup, lafa girmeyen takipçileriniz için dedim :)

    Bi'de... Şu "Azz sonra" pek yakında oldu herhalde :)

    YanıtlaSil
  5. İkisi arasında bi fark gözetmedim. Üç beş güne kadardı onun açılım zaten. Az sonra da olsa pek yakında da! ;)

    YanıtlaSil
  6. E beklemek düşer bize o halde :)

    YanıtlaSil